Bugüne kadar yurtiçinde ve yurtdışında farklı fonksiyonlarda pek çok nitelikli mimari ve iç mimari projeye imza atan Alpugan Mimarlık, Antalya’nın Konyaaltı ilçesinde, ekolojik, ekonomik ve sosyal bileşenleri eş zamanlı ve dengeli biçimde öncel hale getiren, kentin dinamikleriyle uyumlu, açık yeşil sistemle kurgulanmış ve doğayla iç içe bir yaşam olanağı sunan, komşuluk ilişkilerini güçlendirirken, hem yazlık hem de kışlık olarak kullanılabilecek bir konut projesini hayata geçirdi.
Turaçlar Group yatırımıyla uygulanan ve 25.400 m² inşaat alanında konumlanan, büyüklükleri 100 – 800 m² arasında değişen tamamı deniz manzaralı 152 konuttan, sosyal ve ticari alanlardan ve dev peyzaj ağından oluşan Sunis Residence projesinin 2018 yılı Eylül ayında tamamlanması öngörülüyor.
Alpugan Mimarlık kurucusu Mimar Boğaç Alpuğan, Sunis Residence projesinin tasarım kararlarını “Dinamik bir coğrafyada mavi ile yeşilin buluştuğu bir odak” olarak tarif ettiği Antalya’nın birbirini takip eden katmanlarını derinlemesine analiz ederek, kentin tarihsel, doğal ve fiziksel parametrelerini referans alan bir yaklaşımla kurgulamış. Kompleksi oluşturan yapıların hem bütüncül olarak, hem de birimler ölçeğinde birbirleriyle, kentle ve denizle kuracağı ilişkiler ağı ve yeşil alan kullanımındaki hassasiyetler tasarımın en önemli çıkış noktaları olmuş.
Kent merkezine oldukça yakın olan arazinin kuzey-güney yönelimi nedeniyle yerleşim ve manzaraya erişimde sunduğu potansiyellerden ve hemen önünden denize girilebilmesi gibi avantajlardan, konut kompleksinde yaşayacak olanların en iyi şekilde yararlanabileceği bir tasarım kurgulayan Alpugan Mimarlık, arsayla ilgili tüm bu avantajları yeşille birleştirmeyi hedeflemiş.
Alpugan Mimarlık’ın tasarımdaki ilk hedefi ve amaçladığı yaşam kurgusu; alt katlarda balkonlar ve bahçeler, üst katlarda ise çatı terasları üzerinden komşuluk ve sosyalleşme potansiyellerinin artırmak yönünde olmuş. Bu örgütlenmeyi sağlayabilmek için Antalya kent yaşamı ile tatil anlayışını bir araya getirecek şekilde, özelleşmiş modüler içerikler tanımlanarak klasik konut tipolojisinden ayrışan farklı konut tipleri önerilmiş. Konutların hem yaz/kış yaşamaya, hem de yazlık olarak kullanıma uygun nitelikte tasarlanması nedeniyle, her bir ünitenin iç mekan yerleşim olasılıkları tasarımda göz önünde bulundurulmuş.
Tüm birimlerin deniz görmesini sağlamak amacıyla tek parça halinde ve U formunda tasarlanan yapıda kullanılan kat bahçeleri sayesinde, arka tarafta kalan yerleşimlerin farklı bir vistaya sahip olmaları sağlanmış. U formlu kütlenin ön cephesinde oluşan iç avluya ise havuz ve yeşil alanlar yerleştirilerek ortak alan olarak kurgulanmış. Bu bölümün önünde planlanan alışveriş sokağı ve ticari alanlar ile de yapı kompleksinin kentle bağları güçlendirilmiş. Bu bağlamda ticari işlev koridoru, işletilebilir ticari birim sayısına da katkı sağlayacak şekilde, zemin ve alt zemin katlarda sürekliliği olan bir ‘alışveriş sokağı’ olarak planlanmış.
Sunis Residence projesinde yükselen katlar, birbirinin önünü kesmeyecek şekilde, hakim yöneliş esas alınarak, üzerinde yeşil alanlar oluşturulmuş teraslar şeklinde konumlandırılmış. Böylelikle hem havuz alanına güneşin daha verimli bir şekilde alınması sağlanmış, hem de bu teraslar üzerinde oluşturulan yeşil alanlar ile kullanıcılara çok katlı bir bina yerine bahçeli bir evde yaşama hissi verilmek istenmiş.
Yapının heybetli kütlesini kırmak ve rüzgar geçirgenliğini sağlamak amacıyla orta bölüm aşağı çekilerek, sağ ve sol kanatların arası açılmış. Bu durum aynı zamanda yapının arka cephesinin düzenlenmesini ve teraslı evlerin sayılarının da artırılmasını sağlamış.
Alpugan Mimarlık tarafından “açık yeşil sistem” anlayışıyla tasarlanan Sunis Residenceprojesinde yapıyı çevreleyen, avludaki havuzu ve yapının iç çeperini saran yeşil koridorla bu anlayışın sürekliliği sağlanırken, yine aynı bakış açısıyla deniz tarafındaki yeşil alan tamamen kamuya terk edilmiş. Rekreasyon alanlarının yanı sıra, ticari alanı da kapsayarak tasarımın içine akan yeşil kuşaklar, tasarım içindeki negatif boşlukların sürekliliği ile yeşil sistem ağını tanımlamış.
İlkesel olarak proje bütününde yaya dostu bir tasarım felsefesini benimseyen Alpugan Mimarlık alandaki araç trafiği ve sirkülasyonunu, otopark giriş çıkış noktaları ve geçici park alanlarını çepere doğru iterek, alanı dışarıdan besleyen bir taşıt ulaşım şeması benimsemiş. Yapı aksları özel kabuller üzerinden tasarlanmış; daire tipleri, ticari birimler, sirkülasyon birimleri ve cephe sistemi de bu aks sistemi üzerinden tanımlanmış.
Yeşil alanlarda kullanılan sulama suyunun en verimli şekilde kullanılması için etkin bir drenaj ağı ve vejetasyon tabakası öngörülmüş. Çatılardan ve bahçelerden toplanan yağmur ve sulama suları drene edilerek, tekrar kullanılmak üzere depolara aktarılacak şekilde kurgulanmış. Alanın tamamının gece direkt ve endirekt elemanlarla aydınlatılmasını planlayan Alpugan Mimarlık, aydınlatma projesini zonlama esasına göre kurgularken, havuz içlerinde ve oturma elemanlarının altlarında lineer aydınlatma ile görsel bütünlük sağlamayı hedeflemiş.
Bütün bu fikirler ile geleceği düşünen, esnek ve sürdürülebilir bir yapı tasarımı sağladıklarını dile getiren Alpugan Mimarlık kurucusu Mimar Boğaç Alpuğan, yapı içerisinde teknik verilerin ve yeni nesil yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının tasarımda değerlendirildiğini dile getiriyor ve ekliyor: “Sunis Residence projesinde gelecekte oluşacak teknolojik gelişmelere ayak uyduracak bir tasarım altyapısı kurguladık. Ana hedefimiz katılımcı bir modelle ekolojik, ekonomik ve sosyal bileşenleri eş zamanlı ve dengeli biçimde öncel hale getirmekti. Kentin dinamiklerine aykırı düşmeden hızlı ve kolay uygulanabilir bir proje tasarladık.”