Kuruluşundan bu yana mimari, iç mimari ve restorasyon alanlarında ulusal ve uluslararası ölçekte ‘çok disiplinli’ çalışmalar yürüten, Baş Mimar Gencer Yalçın, Y. Mimar Dilşad Öktem Aslaner, Y. Mimar Bahar Yücel ve İç Mimar Efe Kağan Hızar’ın ortaklığındaki İstanbul merkezli tasarım ofisi Studio Vertebra’nın Diyarbakır’da tasarladığı, 4.000 m² oturum alanı; 2.600 m² İslam Bilim Müzesi ve 4.100 m² Keşif Merkezi olmak üzere toplam 6.700 m² inşaat alanına sahip Diyarbakır Keşif Merkezi ve İslam Bilim Müzesi, bölgedeki eğitim alanlarının tam merkezinde ve ana ulaşım akslarının kesişimine yakın konumuyla, bulunduğu bölgede yeni bir odak noktası oluşturmayı hedefliyor.
Studio Vertebra, İslam Bilim Müzesi ve Keşif Merkezi olmak üzere iki ana programı bünyesinde barındıran, Diyarbakır kent merkezinin batısında eğitim birimleri için ayrılmış bölgede yer alan projenin ana sirkülasyonunu, bu iki fonksiyonu ayıran yapısal bir kurgu olarak tasarlamış. İlk iki kat tek bir blok şeklinde hareket ederken, ikinci kat iki eksende konsol yapacak şekilde kaydırılmış. Bu kütlesel hareket sonucunda girişte oluşan konsolun altına planetaryum yerleştirilmiş, konsolun kalan kısmı ise bir giriş saçağı gibi davranarak ana girişi ve fuaye cephesini oluşturmuş.
Yapının ana girişi Keşif Merkezi tarafında konumlanırken, İslam Bilim Merkezi’nin de kendine ait bir girişi bulunuyor. Cephedeki ritmik boşluklar Keşif Merkezi’nde daha geniş aralıklardayken İslam Bilim Müzesi tarafında daha da sıklaşarak kendisine ait arkatlı diğer girişi oluşturuyor. İslam Bilim Müzesi’nin yüksek bir arkatın merkezinde yer alan abidevi girişi, mukarnas imgesiyle betimlenmiş. Keşif Merkezi’nin girişi ise planetaryum ile tanımlanmış. Keşif Merkezi girişinden müzenin genel sirkülasyonuna dahil olunabildiği gibi geçici sergi salonları ve planetaryuma da doğrudan ulaşım sağlanabiliyor. Bu bölümde ayrıca fuaye ile bağlantılı şekilde kafeterya ve satış birimleri yer alıyor. Botanik bahçesi ve etkinlik alanı yapının ikinci katında konumlanırken, müzeye ait teleskop da burada yer alıyor. Ortadaki alan ise, sergi ihtiyaçları konusunda değişebilen, dönüşebilen, birleştirilebilen bir boşluk olarak tasarlanmış.
Studio Vertebra, tasarım kararlarında yapının kütlesel bütünlüğünü koruyarak, Diyarbakır’ın mimari referanslarından izler taşıyan simgesel bir değer haline gelmesini amaçlamış. Bütünsel cephede oluşturulan ritmik parçalanmalar, yapıyı çevresinden ayrıştırıyor ve ışıkla kurduğu ilişki sayesinde her bakış açısından farklı perspektifler sunuyor. Kullanılan doğal taş, cam ve limunatif materyaller de, bu simgesel etkiyi destekler nitelikte seçilmiş.