Birbirinden farklı ölçeklerde ve fonksiyonlarda ödüllü mimari ve iç mimari projelere imza atan Mimar Zafer Karoğlu ve Mimar Esen Akyar ortaklığındaki Iglo Architects’in tasarladığı, Efesan Grup’un yatırımıyla hayata geçirilen Blox Haliç III projesi, İstanbul’un önemli merkezlerinden biri olan Kağıthane’de finans ve iş çevrelerinin yoğun olarak yer aldığı Beşiktaş, Mecidiyeköy, Maslak ve Levent’e yakın eşsiz konumuyla yeni bir yaşam sunmayı hedefliyor.
TEM – Kağıthane bağlantısına yakınlığı ile dikkat çeken, 9.500 m² inşaat alanına sahip ve 1.550 m²’lik bir arsa üzerinde yer alan Blox Haliç III projesi; 2+1, 1+1 ve 3+1 dairelerden oluşuyor.
Çok eğimli, dar ve uzun bir arazi üzerine inşa edilen projenin dezavantajlı görünen bu durumunu tasarım çözümleriyle fırsata dönüştürmeyi başaran Iglo Architects, yapının girişini oluşturan üst yolu, binaya genişçe bir köprüyle bağlayarak, köprünün bir bölümünü bahçe ve yeşil alan olarak düzenlerken, bir bölümünde de giriş lobisi oluşturmuş.
Arazinin Kağıthane vadisine hakim, ferah konumu nedeniyle, tüm yaşam alanları ön cepheye yerleştirilmiş ve toplam 70 dairenin her birinin bu manzara ile geniş balkonlar ya da Fransız balkonlarıyla temas etmesi sağlanmış. Geniş balkon kullanılamayan orta dairelerde 60 cm’lik geri çekilmelerle oluşturulan uzun Fransız balkonlarının, zaman içinde kat sakinlerinin de katkısıyla yeşillendirilerek, yaşayan bir etki oluşturması ve soğuk, keskin yapı algısını kırması planlanmış. Çatı katında yine etkileyici manzaranın keyfine varmaya ve komşuluk ilişkilerinin kuvvetlenmesine fırsat verecek şekilde sosyal alan ve açık teraslar düzenlenmiş.
Tüm cephede bütün boşluklar yere kadar tasarlanarak, olabildiğince her noktadan manzaranın ve bol gün ışığının içeri girmesi sağlanmış. Binanın dar köşesine komşu olan park da değerli bir manzara açısı oluşturuyor.
Yapının statik güvenliği açısından da bir gereklilik olarak, otopark bölümü tüm araziye yayılan 2 kat halinde düzenlenmiş. Kaide etkisi yaratan bu alanın üzerindeki platform, bahçe olarak kullanılmış. Otopark alanlarına arazinin uzak köşesinden döner rampalarla iniliyor. Geri kalan alan da komşuluk ilişkilerinin gelişmesine fırsat verecek şekilde bahçesi olan sosyal kat olarak şekillendirilmiş.
Şaft ve bacalar arka cephede mimarinin içerisinde hissedilmeyecek şekilde çözülmüş. Toplam 55 metre yüksekliğindeki binada, yatay etkiyi kuvvetlendirmek için kat silmeleri kullanılmış ve renk farklılıkları oluşturularak yapının daha zarif ve oranlı bir görünüme sahip olması hedeflenmiş.